Şu anda tüm dünyada sağduyulu, empati kurabilen ve etkili bir liderliğe ihtiyaç var. Endişe için nedenler var mı? Kesinlikle evet.

Öngörülemezlik, bireysel ve ekip motivasyonunu kesinlikle kötü etkiler ve mevcut şartlar da, işimizde ve özel yaşamımızda büyük belirsizliğe neden olmaktadır. Ancak, kargaşaya yenilerini eklemek bu sorunların hiçbirini çözmeyecektir. Ayrıca işlerimizin, ekonomimizin veya sağlığımızın ve mutluluğumuzun iyileşmesine de katkıda bulunmayacaktır.

Boyle belirsiz zamanlarda, liderler kendi davranışlarına daha yakından bakmalı ve kendi kendilerine, paniğe katkıda bulunup bulunmadıklarını sormalıdırlar. Artık liderler, her zamankinden daha fazla, sorumluluklarını arttırmanın ve bunu göstermenin önemini anlıyorlar. Ancak, nereden başlamalı?

İste size liderlerin paniği, üretkenliğe dönüştürebileceğine inandığımız öneriler;

Önyargı Ve Duygularınızın Farkında Olun

Krizdeki davranışımızı ne yönlendirir? Sosyo-psikolojik araştırmalar, bu gibi kötü haber döngüsüne maruz kalındığında, önyargılarımızın çoğaldığını göstermektedir. Bilişsel yeteneklerimizi düzenli olarak yöneten önyargılarımız vardır. Koronavirüs gibi yüksek tehditler, en önemli önyargılarımızın da, en aktif hale gelmesine neden olurlar.

Şu anda kasvetli haberlere ve olaylara odaklanan “olumsuz önyargımız” öne çıkıyor. Sosyal medyadan veya TV’den aldığımız çok sayıda haberle beyinlerimiz yıkanıyor ve sürekli daha fazlasını merak ediyoruz. Gözlemlediğimiz şeylerden kurtulmak için mücadele ettiğimizde ise “işe yararlık önyargımız” artıyor. Ve hemen sonra da, “onaylanma önyargımız” başlıyor. Bu aşamada “olumsuzluk” ve “işe yararlık” önyargılarımızı destekleyen tüm inançları doğrulamak için de, aktif olarak daha fazla olumsuz haber arıyoruz.

Bizi etkileyen sadece önyargılarımız değildir. Önyargılarımızın tetiklediği duygularımız da neredeyse tüm karar alma süreçlerimizde büyük bir rol oynamaktadır. Duygusal filtrelerimiz de, kapsamlı bir maliyet-fayda analizine girmeden hızlı bir şekilde sayısız, karmaşık kararlar almamıza yardım eder. Ne yazık ki, duygusal temelimiz, bu olumsuz haber döngüleri ve önyargılarımızla hırpalandığında, hızlı bir şekilde olumsuz geri bildirim döngüleri ve yıkıcı kalıplar arasında bocalayabilir.

Yaşamımızı ve ekonomimizi pozitif yönde tersine çevirmek istiyorsak, nasıl liderlik ettiğimiz kritik öneme sahiptir. Önyargılarımızı objektif olarak değerlendirmek ve duygularımızın kararlarımızı nasıl şekillendirdiğini anlamak çok yardımcı olacaktır. Bu tür bir stres altında olduğunuzda çoklu gözlem yapmak zordur, bununla birlikte, bilinçli farkındalık ve nefes egzersizleri için zaman ayırmanız, perspektif ve netlik kazanmanıza, ve böylece önünüzdeki zorluğa odaklanmanıza yardımcı olabilir.

Liderlerin güncel olaylar hakkında bilgi sahibi olmaları önemli olmakla birlikte, gün içinde her fırsatta yapmak yerine, haberleri günün sonunda kontrol ederek, negatif etkilerini en aza indirin. Sosyal medyada geçirdiğiniz zamanı sınırlamayı ve ortalığı telaşa veren yorumcuların bazılarını engellemeyi veya sessize almayı düşünün. Derin nefes almaya devam edin, iyi haberleri araştırın ve bunları meslektaşlarınızla veya arkadaşlarınızla paylaşın. Duyguları yönetmek için düzenli molalar verin, güvenli olduğunda temiz hava alin ve fiziksel egzersiz yapın. Bu mümkün değilse, evdeki çalışma ve yaşam alanlarını birbirinden ayırın.

Duy, Dinle ve Anla

Şu anda tepkilerimizin çoğu, vücudumuzun doğuştan gelen “kaç  ya da savaş” mekanizmalarından etkileniyor. Beyinlerimiz korku durumunda farklı tepkiler verir. Beynimizin ürettiği hormonlar, yürütme (mantıksal kararlar) fonksiyonumuzu bozar ve temel bilgileri hatırlamayı neredeyse imkansız hale getirir.

Psikolojik bir güvenlik temeli oluşturmak çok önemlidir. Bu sadece  pandemi kurallarını paylaşmak veya insanlara ellerini yıkamalarını hatırlatmakla ilgili değildir (bu gereklidir ama yetersiz kalır). Bunun yerine, empati kurabilen liderlerin, diğerlerinin korku ve endişelerini dikkatle dinlemeleri, onları olabildikleri en verimli şekilde ele alıp, “insanların duyulduğundan ve desteklendiğinden emin olmalarını sağlamaları” gerekir.

Çözüm tasarlarken veya mesajlarınızı hazırlarken empati göstermek çok önemlidir. Karşılaştığınız kişisel zorlukları veya deneyimlerinizi açıkça paylaşarak onlara insani yanınızı hissettirin. Bunun eşi görülmemiş ve hoş olmayan bir durum olduğunu ama herkesin de içinde olduğunu soyleyin.

Uzaktan birlikte çalışma olanakları ve sanal ortamlar, işinizin sürekliliğini sağlamamıza yardımcı olacaktır. Ancak, bu “sanal ortam toplantılarında, hala kriz zihniyetinde kalanların baskın çıkmasına izin vermemek” önemlidir. Sanal dünyada ekibimizle yoğun bir şekilde etkileşime girmeden önce, birbirimizle tek tek temas kurmalı, resmi olmayan görüşmeler yapmalı veya kişisel destek ağları geliştirmeliyiz. Üretken olabilmek için insanların kendilerini güvende ve koruma altında hissetmeleri gerekir.

Bu durumdan daha güçlü ve duygusal olarak, daha donanımlı çıkacağımız konusunda mesajlar vermeliyiz.

Son Olarak

Biz insanlar, son derece stresli durumlardan geçerek hayatta kalmak için yetkinliğe sahibiz. Yaşadıklarımız, kapsamı ve etkisi açısından eşi görülmemiş bir şey, ancak liderler olarak bizler iyilik için bir güç olabiliriz. Bu sağlık krizi bizden ve ekibimizden daha yüksek düşünce ve etkinlik düzeyine çıkmamızı istiyor. Beynimizi kontrol ederek, çevremizdekileri gerçekten önemseyerek ve sorunları en kötüyü değil, en iyiyi ortaya çıkaracak şekilde yöneterek ileriye doğru olumlu adımlar atabiliriz.

Oliver Wyman Group, 19 Mart 2020