Geçen ay yazımızda, giderek kompleks hale gelen dünyada VUCA tanımının nasıl gündeme geldiğinden ve iş hayatına etkilerinden bahsetmiştik. Soğuk savaş yıllarında ortaya çıkan VUCA, artık dünya düzenindeki mevcut öngörülemezliği anlatmakta yetersiz kalınca, yeni bir kavram gündeme geldi: BANI.
Tıpkı VUCA gibi, başedilemeyen bir olay sayesinde ortaya atılan BANI, pandeminin ortaya çıkardığı bir kavram. Amerikalı gelecek bilimci ve sistem düşünürü Jamais Cascio, pandeminin getirdiği ani kırılmalar, belirsizlikler, bilgi karmaşası ve bireysel/kurumsal kaygılar karşısında artık VUCA’nın yetersiz kaldığını savundu.
Bu yeni dönemi tanımlamak için BANI (B: Brittle: kırılgan, A: Anxious: kaygılı, N: Nonlinear: Doğrusal olmayan, I: Incomprehensible: Anlaşılmaz) kavramını tanıttı. Takip eden yıllarda, Harvard Business Review, Deloitte, McKinsey gibi danışmanlık firmaları ve strateji uzmanları, yazılarında ve webinarlarında BANI kavramına yer vermeye başladı, bu şekilde kavram geniş kitlelere ulaşarak kabul gördü.
2023 ve sonrasında, liderlik gelişimi, organizasyonel psikoloji ve kriz yönetimi konularında BANI, yeni nesil belirsizlik anlayışını temsil eden temel çerçevelerden biri haline geldi. Özetle, BANI 2020’de doğdu, ama 2021 sonrası hızla popülerlik kazandı ve özellikle pandemi sonrası dönemin iş dünyasını anlamlandırmak için, öne çıkan bir kavram haline geldi.
VUCA ve BANI arasındaki temel farklara bakarsak; dört ayrı boyutta bir değerlendirme yapabiliriz.

VUCA dünyasında liderler stratejik öngörü, çeviklik ve esneklik ile ayakta kalmaya çalışırken; BANI dünyasında duygusal zekâ, şeffaflık ve dayanıklılık daha da ön plana çıkar.
İş Yaşamında Zekâ:
Zekâ>Duygusal Zekâ >Uyum Zekâsı
BANI terimi ile birlikte, hayatımıza giren diğer yeni bir kavram ise AQ (Uyum Zekâsı). Sanayi çağında ortaya çıkan IQ (Zekâ Katsayısı: Bilgiyi analiz etme, mantıklı düşünme ve problem çözme yeteneği) kavramı, değişen dünyada başarı için yetersiz bulunmuş, 1990’lı yıllarda Daniel Goleman’ın katkıları ile EQ (Emotional Quotient: Duygusal Zekâ) gerekliliği de gündeme gelmişti. BANI dünyasında ortaya çıkan yeni tanımlama, AQ (Adaptability Quotient: Uyum Zekâsı) değişen koşullara hızla adapte olma, belirsizlikle başa çıkma ve esneklik gösterme kapasitesidir.
Liderlere Düşen Roller
BANI çağında liderlik, sadece stratejik değil aynı zamanda insani bir sorumluluğa dönüşüyor:
Kırılganlığa Karşı: Dayanıklılığı İnşa Etmek
Sistemlerin esnekliğini artırmak, yedek planlar oluşturmak ve bireyleri belirsizliğe karşı güçlendirmek artık liderin temel görevi. Lider, ekibi için bu tavrı sergilemeden önce, kendi kırılganlığı ile yüzleşmek ve güçlenmek durumunda.
•Kaygıya Karşı: Empati ve Netlik Sunmak
Liderler, çalışanların duygusal ihtiyaçlarını anlamalı; şeffaf iletişimle belirsizlikte bile yön tayin edebilmelidir. Şirket birleşmelerinin, işten çıkarılmalara sebep olan verimlilik artışı projelerinin içinde yer alan liderler, kendi iş güvenlikleri konusunda endişe duydukları sürece, ekiplerine netlik sunamıyorlar.
•Doğrusal Olmayana Karşı: Adaptif Zihin Yapısı Geliştirmek
Karmaşık ve ani değişimlere karşı hızlı karar alabilen, deneme-yanılmayı yönetime entegre edebilen çevik yaklaşımlar gereklidir. Bilinmezliklerle başa çıkabilmek, esneklik becerisi gerektiriyor.
•Anlaşılamayana Karşı Anlam Yaratmak:
Her şeyin anlaşılmadığı bir dünyada, liderler insanların işlerinde ve rollerinde anlam bulmasını sağlamalıdır. Anlam arayışı, insanları ayakta tutan en güçlü motivasyonlardan biridir.
Yeni Dönem, Yeni Liderlik
BANI dünyası, sadece sistemleri değil, liderliği de dönüştürüyor. Artık liderler, yalnızca karar alıcı değil, duygu düzenleyici, güven inşa edici ve anlam sağlayıcı rolleri de üstlenmek zorunda. Zor zamanlarda sağlam durmak değil, zor zamanları insanlara birlikte dayanılır kılmak, çağdaş liderliğin anahtarıdır. Artık sadece “ne kadar zekisin?” değil, “ne kadar uyumlusun ve dönüşebilirsin?” sorusu daha kritik. Başarılı liderlik, IQ + EQ + AQ dengesini kurabilmekten geçiyor.
Yazar: İlgün Kurucu Ekinci
Yayın Tarihi: 11 Temmuz 2025- Gelecek Yönetim